Spread the love

1930’larda Avusturya, Avrupa futbolunun yıldızı haline gelen ve “Wunderteam” (Mucize takım) olarak bilinen güçlü bir futbol takımına ev sahipliği yaptı. Bu takımı yaratan ve yöneten deha, Hugo Meisl’di. Meisl, dönemin en saygın uluslararası futbol otoritelerinden biri olarak tanındı ve 1950’lerin Macar takımları ile 1970’lerin Brezilya takımlarıyla kıyaslandı. 1934 FIFA Dünya Kupası’nda Avusturya Futbol Federasyonu’nun genel sekreteri ve milli takımın baş antrenörü olarak görev yaptı.

HUGO MEISL’İN FUTBOL KARİYERİNE BAŞLANGIÇ

Hugo Meisl, genç yaşlarda bankacılığı bırakarak futbola adım attı. Viyana’da varlıklı bir ailede doğdu, ticaret akademisinde eğitim aldı ve bankacı olarak kariyer yapıyordu. Ancak futbol, onun gerçek tutkusu oldu ve bu alanda başarı elde etmek için tüm enerjisini bu spora yönlendirdi. Avusturya Futbol Federasyonu Genel Sekreteri olarak futbolun profesyonelleşmesinde büyük rol oynadı ve Mitropa Kupası’nı yaratarak Avrupa futbolunun gelişimine katkıda bulundu.

WUNDERTEAM’İN BAŞARILARI VE YILDIZLARI

1930’larda Avusturya’nın “Wunderteam”i, futbol dünyasında büyük bir etki yarattı. Bu takımın başarısı, sadece 31 yaşındaki Meisl’in yönetiminde, Cenova’da İtalya’ya karşı 3-1’lik zaferle büyük bir çıkış yaptı. Meisl’in futbol anlayışı, Avrupa futbol tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu ve Avusturya’nın bu dönemdeki başarıları, futbol tarihine derin bir iz bıraktı.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE FUTBOLUN PROFESYONELLEŞMESİ

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce milli takımın başında kısa bir süre bulunmuş olan Meisl, savaşın ardından futbolun profesyonelleşmesini savundu ve Avusturya futbolunun gelişimine büyük katkılarda bulundu. İngiliz teknik direktör Jimmy Hogan ile yakın işbirliği yaparak, Avusturya futboluna “İskoç tarzı” oyun anlayışını getirdi. Meisl’in futbol anlayışı, 1930’ların Avusturya Wunderteam’i ve 1950’lerin Macar “Magical Magyars”ı (Büyülü Macarlar) üzerinde derin etkiler yarattı.

1934 FIFA DÜNYA KUPASI VE TORINO’DA YAŞANANLAR

Wunderteam, 1930’larda birçok etkileyici galibiyet elde etti. Takım, Almanya’yı Berlin’de 6-0, Viyana’da ise 5-0 mağlup etti. İskoçya’yı 5-0 yenerek tarihi bir zafer kazandılar. İsviçre ve Macaristan’a karşı da büyük farklarla galip geldiler. Takımın yıldızı Matthias Sindelar, “Futbolun Mozart’ı” olarak tanındı ve gösterişli tarzıyla dikkat çekti.

1934 FIFA Dünya Kupası’na büyük umutlarla giren Wunderteam, Torino’daki hazırlık maçında İtalya’ya 4-2 yenilerek büyük bir şok yaşadı. Turnuva sırasında Fransa ve Macaristan’ı zorlu maçlarla geçerek yarı finale yükseldiler. Ancak yarı finalde, kötü hava koşulları ve önemli oyuncu Johann Horvath’ın kaybı nedeniyle İtalya’ya 1-0 yenildiler. İtalya’nın kalecisi Giampiero Combi, maçın son dakikalarında neredeyse iki düzine şutu kurtararak Avusturya’nın şansını kırdı.

1936 BERLİN OLİMPİYATLARI VE SONRASI

1936 Berlin Olimpiyatları’nda finale yükselmesine rağmen, Avusturya İtalya’ya yenildi ve uluslararası turnuvalarda büyük bir başarı elde edemedi. Hugo Meisl, 24 Ocak 1937’de Paris’te son bir galibiyetin ardından veda etti ve sadece birkaç hafta sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Meisl’in başarıları, Avusturya’nın Almanya tarafından ilhakı ile büyük ölçüde unutuldu.

JIMMY HOGAN VE FORMASYON DEĞİŞİKLİKLERİ

İngiliz teknik direktör Jimmy Hogan ile yaptığı işbirliği, oyun stratejilerini İngiltere’de daha iyi karşılanabilirdi. Ancak Meisl, Avusturya, Macaristan ve Almanya’da usta bir teknik direktör olarak tanındı. Hugo Meisl ve Jimmy Hogan, futbol oyununa büyük önem verdikleri 2-3-5 ‘W-M’ formasyonunu kullandılar. Avusturya’nın Wunderteam’i, İngiliz teknik direktör Herbert Chapman ile Jimmy Hogan’ın kuşağı arasında bir köprü görevi gördü.

WİLLY MEİSL VE ETKİLERİ

Hugo’nun küçük kardeşi Willy Meisl, futbol kariyerini sonlandırdıktan sonra spor gazeteciliğine yöneldi ve 1953’te yayımlanan “Futbol Devrimi” kitabıyla futbolun Avrupa’daki algısı üzerinde büyük bir etki yarattı. Willy, futbolun nasıl oynandığı ve algılandığı üzerinde büyük bir etki yaratarak, futbol tarihinde önemli bir figür oldu. Hugo Meisl’in teknik direktörlük kariyeri, Avusturya milli takımının başında elde ettiği başarılarla futbol tarihine derin bir iz bıraktı.

Şunlar da hoşunuza gidebilir

+ There are no comments

Add yours