1994’te Amerika Birleşik Devletleri, Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptığında turnuva pek ilgi görmedi. Yerel halk, ABD’nin büyük bir etkinliğe ev sahipliği yaptığını bile fark etmedi. Oysa günümüzde futbol, yavaş yavaş birçok kişinin öngördüğü gibi büyük bir güç haline geliyor. Marjinalden ana akıma geçerek, şimdi Inter Miami için oynayan dünyanın en iyi futbolcusuna sahip olmanın yanı sıra, dikkat çekici bir yükseliş yaşadı.

Futboldaki meteorittik yükseliş, 1970’lerde Pele ve Cruyff’un ABD sahalarında yer almasıyla öngörülmüştü, ancak o dönem gerçekleşmedi. 1994’te de benzer bir durum söz konusuydu; o zamanlar futbol, toplumun gözünde ciddiye alınmıyordu. Bugün ise farklı bir hikaye var. Futbol, artık ana akımın bir parçası haline geldi.

İLK YILLAR
1994 Dünya Kupası öncesinde, birçok futbol maçı televizyonda bile yayınlanmıyordu. Hollanda ve Arjantin arasındaki epik finalde, izleyiciler acı içinde maçı izlerken, Amerikan taraftarlar banttan yayın için günlerce beklemek zorunda kaldı. Maçlar sık sık, Amerikan reklamları için kesintiye uğratılıyordu. Bu durum, futbolun o dönemdeki algısını gösteriyor; çoğu Amerikalı, futbolun birçok kuralını anlamıyor ve oyunu basketbol ve beyzbola göre daha düşük skorlu buluyordu.
FUTBOLUN YÜKSELİŞİ
2004’te Amerikalıların yalnızca %2’si futbolu en sevdikleri spor olarak gösterdi. Ancak bu oran, 2022’de %8’e yükseldi. Beyzbol, Amerikan eğlencesi olarak adlandırılsa da, futbolu sadece bir puanla geçebildi. Bu büyük artışın birçok nedeni var; hiçbiri diğerinden daha büyük bir etkiye sahip değil, ancak hepsi topluca futbolun büyümesine büyük bir ivme kazandırıyor.
Futbol, çocuklar arasında giderek popüler hale geldi. “Futbol annesi” kavramı, ebeveynlerin çocuklarının çarpışmayı içermeyen sporlar oynamasını tercih ettiğini gösteriyor. Futbol oynamak için lüks bir pota veya spor salonuna ihtiyaç duyulmaması da, çocukların bu sporu seçmelerine katkıda bulunuyor. Artan yatırımlar sayesinde futbol, yerel spor kulüpleri ve okullarda daha fazla çocuk tarafından tercih ediliyor.

MLS
MLS’in açılış maçında birçok taraftar güldü; fakat David Beckham’ın LA Galaxy’ye transferi, büyük bir etki yarattı. Beckham gibi büyük isimlerin ABD’ye gelmesi, futbolun popülaritesini artırdı. Thierry Henry, Frank Lampard, Jermain Defoe, Wayne Rooney, Robbie Keane ve Zlatan gibi yıldızlar MLS’e katıldı. Elbette, futbol dünyasındaki en büyük transfer Lionel Messi’nin ABD’ye gelmesiydi. Messi, hâlâ zirve yetenekleriyle doluydu ve Dünya Kupası’nı kazanarak ABD’ye geldi.

ABD’de futbolu konuşmadan USWNT’den (ABD Kadın Millî Futbol Takımı) bahsetmek mümkün değil. Kadın milli takım, erkek takımına göre daha popüler, daha başarılı ve uluslararası arenada eşsiz başarılara imza attı. Dört Dünya Kupası kazanan takım, Amerikalıların sevdikleri için büyük bir ilham kaynağı oldu.

FUTBOL 1 NUMARA OLACAK MI?
Sonuç olarak, futbolun ABD’de nihayet yükselişe geçtiği açık. Bazıları bu sporun artık gerçekten geldiğini iddia ediyor. Ancak futbol, “büyük” sporlarla karşılaştırıldığında hâlâ küçük bir paya sahip. Super Bowl LVII, 113.1 milyon izleyiciye ulaşırken, Messi’nin Dünya Kupası zaferi yalnızca 25.8 milyon kişi tarafından izlendi.
Önemli olan, mevcut durum değil, geleceğe odaklanmaktır. 2018’de Fransa’nın zaferinde ABD’deki toplam izleyici sayısı 11.8 milyondu; 2022’de bu rakamı iki katından fazlasını aştı. Futbol ABD’de bir numara olacak mı? Muhtemelen yakın zamanda olmayacak, ancak şu an için bu potansiyel mevcut.

+ There are no comments
Add yours